1936-1946 yılları… Genç Cumhuriyet 10 yılını doldurmuş, büyük işler başarılmış..
Fakat köklü bir sosyal, kültürel ve ekonomik yeniden yapılanma henüz gerçekleştirilememiştir. Halk yoksul, devlet Osmanlı borçları içinde boğulmuş, ekonomik sorunlar diz boyu.. ,40.000 köyün 30.000 inde ilkokul yok, öğretmen yok.
Savaş kapıda..Devlet müdahelesi artmış, karaborsa diz boyu…
Atatürk köylüyü “milletin efendisi” olarak görmekte ve eğitim anlayışını şöyle dile getirmektedir: “Türkiye millî eğitiminin amacı, bilgiyi insan için gereksiz bir süs, bir baskı aracı ya da uygarlık zevkinden çok, hayatta başarıya ulaşmayı sağlayan işe yararkullanılabilir bir araç durumuna getirmektir.”
İvedi bir çözüm aranmaktadır. Atatürk bir çözüm bulur..Başarılı çavuş ve onbaşılar kurs görecek, eğitmen olacak ve Türkiye’nin dört bir yanında köylüye rehberlik ederek eğitim hizmeti verecektir.
1937: eğitmen kursları açılmaya başlar.
Binlerce eğitmen 3 sınıflı ilkokulunu köylüyle birlikte yaparak onların rehberliğine ve eğitimine koşar..1937-40 da deneme mahiyetinde 4 köy öğretmen okulu açılır. Sonuçlar olumludur…
Hasan Ali Yücel Eğitim Bakanı, İsmail Hakkı Tonguç İlköğretim Genel Müdürü olur.
Tonguç’a göre “Köy meselesi biçimsel bir köy kalkınması değil, bilinçli ve anlamlı bir şekilde köyün ve köylünün içten canlandırılmasıdır.” Tonguç ve ekibi için “köy sorunu” diye bir sorun yoktur; bir “aydınlar sorunu”, bir “meslek sorunu”, “eğitim sorunları” ve hepsinin üstünde bir “ülke sorunu” vardır.
17.04.1940: 3803 sayılı yasa çıkar. “Köy öğretmeni ve köye yarayan diğer meslek erbabı yetiştirmek üzere ziraat işlerine elverişli arazisi bulunan yerlerde” Köy Enstitülerikurulmaya başlanır.. Mezun öğretmenler “Ziraat işlerinin fenni bir şekilde yapılması için bizzat meydana getirecekleri örnek tarla, bağ ve bahçe, atelye gibi tesislere rehberlik ve köylünün bunlardan istifade etmelerini temin edeceklerdir.”
1942: Ankara Hasanoğlan’da Yüksek Köy Enstitüsü kurulur. Üniversite düzeyinde eğitbilim planlaması ve araştırması, incelemeleri yapacak, Köy Enstitüleri ve bölge okullarına öğretmen yetiştiren bir kurumdur..Kurgulanan sistemin ilk aşaması tamamlanmıştır. Gezici başöğretmen, müfettiş, eğitmen, öğretmen, öğretim üyesi ve yöneticiler sürekli bilgi ve deneyim alışverişinde bulunacak, sistem dinamik ve kendini yenileyen bir nitelikte olacaktır.Trakya’dan Doğu Anadolu’ya bütün yurt 21 kesime ayrılmış ve hızla her birinde 21 Köy Enstitüsü açılmıştır.
1946: H. Ali Yücel ile kurucusu ve büyük eğitimci İsmail Hakkı Tonguç ve ekibi görevden alınır. Tüm Köy Enstitülüler için uzun ve zorlu yıllar başlar..
Toprak ağaları ve onların yurt içi ve dışındaki destekçileri bu büyük atılımın hayata geçmesine izin vermemiştir. Fakat bu kadar etkin ve iyi sonuçlar alınmış bir kurumu birdenbire kapatmayı göze alamazlar..Bu süreç aşamalı olarak 8 yıl sürer.
1947: Önce program değiştirilir. Öğrencinin yönetime katılması, iş eğitimi gibi temel ilkeler ve etkinlikler, mezunlara arazi ve teçhizat sağlama uygulaması kaldırılır.
Aynı yıl beyin işlevi gören Yüksek Köy Enstitüsü kapatılır. Öğrenciler başka okullara nakledilir. Bazı öğrenciler solcu oldukları için askerliklerini “çavuş” olarak yaparlar.
1948: Eğitmen kurslarına son verilir.Kimlikleri değiştirilen ve adları hala Köy Enstitüsü olan kurumlar kız ve erkek öğrencilerin ayrılması ile son darbeyi alır.
1954: İlköğretmen okuluna dönüştürülerek tamamen kapatılır.
Böylece, Unesco tarafından gelişmekte olan ülkelere önerilen eğitim tarihinin bu özgün uygulamasına son verilmiştir.
Geriye Kalanlar!!
1945-46 öğretim yılına kadar:
17 321 öğretmen, 8756 eğitmen, 1599 sağlık memuru, milyonlarca yetişmiş öğrenci, onlarca yazar, bilim insanı, sanatçı;
710 bina,15 000 dönüm işlenmiş toprak, 750 000 dikilmiş fidan, 1200 dönüm bağ..